Yine düştük eski Mısır sokaklarına. Piramit desen var, Kleopatra desen hayalet gibi her yerdedir diye düşünüyorsun… Ama bu sefer mesele tarih değil, şans. Slotter’da denk geldim “The Great Egypt” oyununa. Dedim ki, madem bu kadar büyük, haydi bir tur atalım. O da ne! Sanki Anubis elinden tutmuş, içeri buyur etmiş.
Oyunun atmosferi tam anlamıyla antik. Arka fonda taş duvarlar, altınla süslenmiş yazıtlar… Ama bizim gözümüz scatter’da, wild’da. Başladım çevirmeye. İlk birkaç spin sessiz, ama sonra bir ışık süzmesi gibi geldi be kardeşim. Altın maskeler, kartal sembolleri filan derken bir baktım, çaktırmadan kasa yükseliyor.
Ve evet, her gelen sembol sanki Tutankamon’un ruhu bir selam çakıyor gibi. Hele o bonuslar yok mu, öyle güzel denk geliyor ki… Kafanı çevirip biriyle konuşsan, kaçırırsın vallahi.
Free spin özelliği geldiğinde içimden dedim ki: “Ey Kleopatra, bize göz kırpıyorsan şimdi tam zamanı!” Tıngır mıngır dönmeye başladı ekran. Vallahi bi anda makara bi şekil aldı, wild’lar sağdan soldan fışkırıyor. Dedim bu iş olur.
Kazanmak güzel ama oyun seni sarıyor ya hani, esas olay o. 15 dakika oynayıp çıkacağım dedim, sonra baktım 1 saat geçmiş. Bi’ yandan kahve içiyorum, bi yandan Anubis ile ortak gibi olmuşuz.
Bu oyunun asıl krallığı Slotter’da yaşanıyor. Ne mi farkı var? Hız. Takılma yok, girişte üyelik derdi yok. Bas, oyna, kazan. Arayüz desen zaten kolay. Mobilde bile takılmadan, sarayda gibi oynuyorsun. Hani bir oyuna âşık olursun ya, The Great Egypt biraz öyle bir şey.
Bonuslar denk geldikçe içinden bi “helal olsun” geçiyor. Slotter sağ olsun, böyle oyunlarla bizi tanıştırıyor. Sadece kazanmak değil mesele, oyunun ruhunu yaşamak, hissetmek. İşte onu veriyor bu ikili: The Great Egypt & Slotter.
Blue Heart adı bile farklı. “Mavi kalp mi olurmuş?” dedim ilk duyduğumda. Kalp dediğin ya…
Action Money Adını duydum, dedim “Bu ne? Film mi, dizi mi?” Değilmiş. Bildiğin slot oyunuymuş.…
Ulan şimdi diyeceksin, “Bu da neyin kafası?” Ama dur, dinle… Gece gece çayın demi kaçmış,…
Eye of Cleopatra, Bazen öyle bir oyun denk gelir ki... Bir bakmışsın, Mısır çöllerinden esen…
Royal Secrets, Kraliyet işleri, kolay işler değil. Hele ki ekranın başında tahta oturmuşsun, krallığın kaderi…
Adı Sweet Powernudge... başta diyorsun ki, “Bu da ne ya? Çocuk oyunu gibi.” Ama yok…